Monday 12 August 2013

Yeni Defter'deki Tasarlanmamış Toplum üzerine bir Zizek yorumundan.... SOS İstanbul Yarışması'yla da ilişkilendirilebilir...

Tasarlanmamış Toplum / Mimari Paralaks Üzerine

Zizek, mimari paralaks metninde sınırlardan ve sınır aralarından, tanımlardan ve tanımların aralarında sıkşmış olandan, çatlaklardan ve ötekilerden bahsediyor. Zizek, mekansal üretimdeki sınıflandırmanın, birebir toplumun sınıflandırması olduğunu söylüyor. Gözalıcı sanat ve kültür merkezleriyle toplumdaki elit kesim, kendiliğinden oluşmuş gecekondu bölgeleriyle kentin dışlanmışları ve tüm arada kalan alalade binalarla (apartmanlar, işmerkezleri vs.) arada kalan orta sınıf halk. Tasarlanarak üretilmeyen apartmanlarda yaşayan, tasarlanmamış orta sınıf halk. Zaero Polo’nun bahsettiği, kentin bu steril, özel güvenlikli, havalandırma sistemli kapalı sitelerine ya da göz alıcı binalarına sahip olan gizli örgütlerin hiçbirine mensup olamamış, üretilmemiş, üretim artığı olarak kalmış orta sınıf. Kültür endüstrisinin dinamikleriyle üretilmiş olan, giysisiyle,gittiği mekanlarla, bulunduğu ortamlar, katıldıkları etkinliklerle, okudukları kitaplarla, bir arada bulundukları insanlarla, gösteri toplumu için üretilmiş, tasarlanmış, ambalajlı bir elit toplumunun aksine, tasarlanmamış, ham bir sınıf. O yüzden kendi kendini tasarlayan bir sınıf. Tasarlanmamış halk, ham, özelliksiz, işlenmemiş, yavan bir topluma mı işaret eder, yoksa aralarında kaldığı her şeyden ufak ufak beslenen, onu çevreleyen kültürden beslenmeye açık ve heterojen bir topluma mu işaret eder. Belki ikisi bir arada ve aynı anda var olur. Belki bu etkiye açık hal, aynı zamanda bir hamlığa işaret eder. Her an yeniden tasarlanmaya, yeni anlamlar yüklenmeye açık bir hal. İkisi belki de aslında aynı şeydir. Her şeyi barındırma potansiyelini barındırdığı gibi, hiçbir şeyi de barındırmayabilir bu ara durumlar. İkircikliliği de bu ikililik durumundan gelir.

http://rktr.co/1boPJlQ

1 comment:

  1. Bu doğrultuda, sanırım Taksim Meydanı ve Gezi parkı, asıl kamusal kimliklerine direnişten sonra kavuştular. Herhalde bugüne kadar Taksim meydanında gerçekleşen resmi törenlerin hiçbiri Gezi direnişi kadar iz bırakmadı. Kalabalık meydandan dağıldı ve artık hiç bir şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağını hepimiz biliyoruz.

    ReplyDelete