Monday 5 August 2013

Niye Karşı Çıkılıyor 9, Hossein Sadri

neden karşı çıktığımı size başka bir deyişle tekrar yazmak istedim. 1) Gezi direnişine katıldığınızda orada bir kolektif ruhun hakim olduğunu görmüşsünüzdür. Ortaya bir sürü düşünce konulur, bazısı daha fazla kabul görerek uygulanır, denenir, eleştirilir, geliştirilir ve olgunlaştırılır ve yaşatılır. Oradaki kütüphane fikri gibi, super market gibi, anıt gibi, bostan gibi mekanların oluşması kolektif bir sürecin bir parçası olur. Mimari tasarım yarışmasında bu kolektiflik yoktur. Bir kişinin topluma direttiği fikir vardır. Bu nedenle herkese ait olan mekanların dönüşümü kolektif bir düşünme/gerçekleştirme süreciyle mümkün. Mimarlık eğitiminde bizim ülkelerde en eksik kalan yön budur. "ben merkezli" bir eğitim modeli var. karar veren mimar oluyor. halbuki örneğin gezideki bostanda nasıl bir ziraat mühendisi gelip de teknik bilgisiyle düşünceyi olgunlaştırabiliyorsa, bir mimar da aynen bu şekilde kolektif ortaya çıkan düşüncelere katkı yapabilir. bunun dünyada çok güzel örnekleri var. (Spatial Agency kitabı ve webstiesinde yayınlanan birçok örnek bu sıfatları içeriyor).
2) fikirler yarışarak değil birbirine katkı koyarak gelişir. bunun muhteşem örneği gezi olayı sonrasınd aoluşan forumlardı. katıldıysanız biliyorsunuzki orada nasıl farklı düşünceler birbirini besler, geliştirir. çünkü oradaki düşünme de kolektif bir eylemdir. Sistemin bize dayattığı ve hayatımızı sömürdüğü en insanlık dışı etkisi bu yarışma ruhu değil midir? bizim birlikte olmamızı engelleyen şey bu değil midir? dünyanın kirlenmesine, çevrelerimizin yok olmasına, tüm doğal kaynakların tüketilmesine sebep olan şey yarışma değil midir? Yarışma düşüncesinin karşısında ise dayanışma geliyor. gezi de de olduğu gibi. gezideki bostan bir dayanışma mekanıydı. bu nedenle de hiç "bir mimar" onu gerçekleştiremez.
3)geceleri gezide yatan, direnen, gaz yiyen, ölen, hapse atılan bir sürü insanın var ettiği yeni bir kavramdır gezi parkı. sizin de dediğiniz gibi direniş öncesindeki park değil. orada emkleriyle, acılarıyla, göz yaşlarıyla binlerce kişinin (yeniden)var ettikleri bu mekanın üzerinde bu insanların hepsinin çok ciddi hakkı vardır. Hayatınızda bir çiçeğe bakmış olan bir insan bunu çok iyi kavrar. Baktığınız çiçeği size sormadan budasalar, saksısını, yerini veya toprağını değiştirseler, isteyerek veya istemeden ona zarar verseler, siz dersinizki ya bana niye sormadan bunu yaptınız. bu insanları dahil etmeden, kolektif bir süreç olmadan orayı sadece biz bize oturup düşünmek bir saygısızlık olur bu nedenle. Önce biz kendimiz gezi parkını yeniden var eden insanlara ve anılarına saygı göstermeliyiz. biz saygı göstermezsek bunu devletten, yerel yönetimden veya başkasından bekleyemeyiz.
saygılar
Hossein Sadri

No comments:

Post a Comment